Ana Konteyner Limanı'nın Adana'yı yoksa Mersin'e mi yapılacağıyla ilgili açıklama yapan Uraloğlu, "Birbirine komşu olan iki ilde bazen farklı şekillerle tatlı rekabet, bazen birbirini eleştiri olabilir. Bazı konularda bazı haksızlıklara uğranıldığı söylenebilir. Baktığınızda bunlar doğru da olabilir. Ama kamu görevlileri olarak, siyasetçiler olarak, illerin yönetimi, ülkenin yönetimindeki kişiler olarak gerçekten kimseye bir haksızlık edilmesi gibi asla bir düşüncemiz olamaz. Ve bu şekildeki düşüncelere de prim verme ihtimalimiz olamaz. Bunu çok net söylemek isterim" ifadelerini kullandı.
Ana konteyner Limanı'nın geçmişte de çokça gündem olduğunu vurgulayan Uraloğlu, şöyle devam etti: "Şu anda Türkiye'de 217 liman var. Halihazırdaki kapasite kullanma oranımız yüzde 48. Yani şu anda taşınan yükler iki katına çıksa bile Türkiye'de buna bir kapasite var demektir. Ama nasıl bir problem var? Şöyle bir problem var. İşte A noktasındaki limanın kapasitesi yüzde 100, ama bir B noktasındaki limanın kapasitesi yüzde 25. Dolayısıyla bu anlamda tam bir dengeli dağılım yok. O zaman bu ne demektir? Bazı yerlerde yeni limanlara, yeni tesislere ihtiyacımız olacak demektir. Aynı şekilde mevcut tesislerin de büyütülmesine ihtiyacımız olacak demektir. Dolayısıyla bu noktada da hem Mersin'de, hem Adana'da ki bakın Mersin'de mesela ülkemizin en büyük limanlarından biri var. Hem Mersin'de, hem Adana'da yeni konteyner veya dökme yük ki bunları genelde karma yapıyoruz, liman projelerimiz devam ediyor. Biz sadece bugünü planlamıyoruz. Bizim bir kalkınma yolu koridorumuz var. O kalkınma yolu koridorundan çok ciddi bir yük düşünüyoruz. Biz İskenderun'da Dörtyol Hassa tarafında 19 kilometre demiryolu düşünüyoruz. Ve kara yolu düşünüyoruz. Aynı zamanda yani Akdeniz Havzası'nda şu andaki kapasite zaten yeterli değil ama geleceği planlama adına bize bir tane, iki tane liman bile yetmeyecek. Onun için her ikisine de devam ediyoruz. Bundan çok net emin olabilirsiniz.”