Son yıllarda lojistik hizmetlerine olan talep, özellikle de e-ticaret alanında yaşanan sıçrama sonrasında hızla arttı. Sektörün büyümesi, yönetilen tüketici verileri ve zincirin doğasında var olan merkeziyetsizleşme, bu hizmetlerin siber suçluların ilgi odağı haline gelmesine neden oldu. Gartner raporu verileri de ileriye dönük olarak lojistik şirketlerinin yüzde 60'ının üçüncü parti işlemlerini gerçekleştirirken siber güvenlik riskini önemli bir belirleyici olarak değerlendireceğini savunuyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard’ın Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, e-ticaret ve lojistik sektöründe siber güvenlik önlemlerinin artırılması için gerekli olan 4 yöntemi paylaşıyor. 

 

Siber suçlular tarafından ilgiyle takip edilen sektörlerin başında gelen e-ticaret ve lojistik sektöründe siber güvenlik önlemlerinin artırılması bir zorunluluk. Sektörün dijitalleşmesi, veri işlemeyi daha verimli ve sevkiyatları daha hızlı şekilde gerçekleştirmeyi sağladığı için tedarik zincirinin gelişmesinin arkasındaki itici faktör haline geldi. Gartner raporu verilerine göre de lojistik şirketlerinin %60'ı, üçüncü parti işlemlerini gerçekleştirirken siber güvenlik riskini önemli bir belirleyici olarak değerlendiriyor. Özellikle yılın Black Friday ve Cyber Monday gibi dönemlerinde yaşanan yoğunluklarda siber güvenlik önlemlerini artırmak gerekiyor.

 

Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, “Son yıllarda e-ticarette yaşanan artışla birlikte lojistik hizmetlerinin önemi de arttı. Lojistik sektörü giderek dijitalleşerek veri işlemeyi daha verimli hale getiriyor ve sevkiyatların çok daha hızlı nihai tüketiciye ulaşmasını sağlıyor. Dijitalleşme sektörler açısından ne kadar avantaj sağlasa da siber güvenlik açısından da dezavantajlı durumları ortaya çıkarıyor. Sektör büyüdükçe siber suçluların hedefi haline geliyor. Gartner Raporu’na göre, 2025 yılına kadar tedarik zinciri kuruluşlarının yüzde altmışında siber güvenlik riski üçüncü taraf işlemleri ve iş anlaşmaları yaparken önemli bir belirleyici olarak kullanacak.” açıklamalarında bulunarak lojistik şirketleri için önemli olan 4 siber güvenlik yöntemini paylaştı. 

 

1. Çalışan Eğitimi: Lojistik operatörlerinin bir siber güvenlik sistemi kurarken karşılaştıkları temel sorunlardan biri ademi merkeziyetçilik. Tedarik zinciri, lojistik deposundan paketi teslim eden teslimat görevlisine kadar siber saldırılara açık olan farklı belirleyicilerden oluşuyor. Bu, kuruluşların zincirdeki her bağlantı için erişilebilir bir protokol oluşturması ve ardından çok yönlü uyumluluğu sağlaması gerektiği anlamına geliyor.

2. Siber Sigorta: Tedarik zinciri, banka hesaplarından adreslere kadar büyük miktarda üçüncü taraf verisini işliyor ve bu bir şirketin bir saldırıya kurban gitmesi durumunda etkiyi büyütmesine neden oluyor. Dahili ve harici taraflardaki hasarı azaltmaya yardımcı olmak için siber sigorta yaptırmak, bir siber saldırı durumunda verileri kurtarmaya yardımcı olacak etkenlerden biri.

3. Harici Ortak: Günümüzde bazı durumlarda bir siber güvenlik altyapısı kurmanın en iyi yolunu bulmak zorlaşabiliyor. Ayrıca, yanlış çözümü seçerseniz veya yanlış dağıtılırsa bir saldırının etkileri daha da kötüleşmesine sebep olabiliyor. Ancak siber güvenlik konusunda uzmanlaşmış bir MSP'den hizmet almak, doğru altyapıyı kurmaya yardımcı olacak yararlı bir çözüm.

4. Bütünleşik Siber Güvenlik Ağı: Lojistik hizmetlerinin merkezi olmayan yapısı göz önüne alındığında, şirketler tedarik zincirindeki bağlantı noktaları arasında korumayı birleştiren bir siber güvenlik ağını tercih etmeli. Bu, farklı seviyeleri veya cihazları tehlikeye atabilecek olası güvenlik ihlallerini önlemeye yardımcı oluyor. Tüm uç noktalar için ekstra bir koruma katmanı sağlayan tek bir protokol ve depolanan veriler, herhangi bir siber saldırıya karşı verimli bir şekilde korunmuş oluyor.