Serbest Atış

Lojistik sektörünün yıllardır beklediği “Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun” yasalaştı. Firmalar şimdi haklı olarak yönetmeliği bekliyorlar ve ondan sonra alacakları kararları açıklayacaklarını belirtiyorlar.

Bugüne kadar konuştuğumuz lojistikçilerin tümüne yakını demiryolunu olmazsa olmaz olarak gördüklerini ve yasanın çıkmasının ardından yatırımlar yapacaklarını söylediler. Türkiye’de demiryolu ile yapılan yük taşımalarının yüzde 1 civarında seyretmesi burada büyük bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde demiryolunun aldığı pay yüzde 6-8 arasında değişiyor. Bu da Türkiye için oldukça önemli bir oran olarak değerlendirilebilir. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor: Avrupa ülkelerinde her türlü destek ve teşvike rağmen demiryolunun oranı yükseltilemiyor hatta, düşüşler yaşanıyor.  Burada TCDD A.Ş’nin kendini nasıl konumlandıracağı, rekabeti nasıl yapacağı, özel firmaların önünü ne denli açacağı büyük önem arzediyor.

Şimdi yasa çıktı ve serbesleşmeyle birlikte lojistikçilerin yapacağı yatırımlar beklenmeye başladı. Şu kadar yatırım yapacağım, demiryolu çok önemli ve geliştirilmeli, Türkiye’ye çağ atlatacak bir karar olur diyen firmaların daha ihtiyatlı olmalarında fayda var. Yıllardır karayolu hizmeti veren ve bu alanda uluslararası rakipleriyle bir şekilde rekabet etmeyi başarmış firmaların demiryolunu bir kurtuluş olarak görmeleri ise çok da gerçekçi değil. Karayoluyla, denizyoluyla beslenmeyen bir demiryolu, hangi yasa çıkarsa çıksın başarılı olamayacaktır. Karayolunun beslemediği hiçbir modun başarılı olmadığının örnekleri dünyada çokça var.

Konuyla ilgili yaptığımız dosya haber çalışmamızda sektörün önemli oyuncularının yaptığı ilk değerlendirmelerde bu ihtiyatlı yaklaşımı görüyoruz ve beklentilerinin kamu tarafından gözardı edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Hazırlanacak yönetmelikte altyapı kullanım bedeli, yine lokomotif ve vagon kullanım bedelleri, yatırımda teşvik olup olmayacağı, vergi muafiyeti gibi birçok konunun açıkça ortaya konması gerekiyor.

Demiryolunun karayoluna alternatif olarak görülmesi ise en büyük hata olacaktır. Demiryolu karayoluna karşı tercih edilebilecek bir mod asla olamaz. Bu yüzden karayolunun desteğine ihtiyaç vardır. Yapılacak demiryolu yatırımlarının karayoluna entegre olabilecek yine aynı şekilde deniz ve kısmen de havayolu ile beslenecek bir şekilde olması gerekiyor. Bu yapılırsa ‘Serbest Atış’ yapmayan lojistikçileri bir tarafa bırakırsak yatırım gücü olan ve lojistik yönetimi güçlü firmalar buraya yatırım yapacaklardır.