Daha çok takograf satmak için gerçek dışı bilgiler yayılarak, bürokrasi ve kamuoyu manipüle ediliyor.

Lobi faaliyetleri, lobiler kendi menfaatlerini gözetirken toplumun çıkarlarını da dikkate aldıkları ve yasa dışı yollara başvurmadıkları sürece yararlıdır.

Takograf kullanmanın amacı nedir?

AETR Sözleşmesine göre takograf şu maksatlarla kullanılmaktadır;

·      Sürücülerin hakkını korumak

·      Şirketler arasında rekabet şartlarını eşitlemek

·      Kazaları önlemektir.

Ancak bunun gerçekleşmesi için,  denetim ekiplerinin eğitilmiş olması ve takograf denetimi için gerekli olan veri indirme cihazları ve veri analiz yazılımları ile donatılmış olması şarttır. Bu şart ülkemizde  gerçekleşti mi? Hayır, hala takograftan çıktı alarak denetleme yapılmaya çalışılıyor.  Kısaca, analog takograf varmış gibi düşünebilirsiniz; o zaman neden yasal olarak zorunlu olmadığı halde  analog takografları, dijital takograf ile değiştirdik?

Takograf lobisinin amacı nedir?

Takograf lobisinin amacı, daha çok takograf satarak karlarını arttırmaktır. Bu hedefe ulaşmak için, gerçek dışı bilgiler yaymakta (Dijital takografları manipüle etmek mümkün değildir, akıllı takograflar ihlalleri bildiriyor, ayrıca aracı durdurup kontrol etmeye gerek yok vs..), bu yönde  yasal düzenlemeler yaptırmakta, bürokrasiyi ve kamuoyunu manipüle etmektedir.

Dijital takografların da manipüle edildiğini bilmelerine rağmen, toplantılarda, seminerlerde bürokratlara, siyasilere ve kamuoyuna dijital takografları manipüle etmenin mümkün olmadığını, böylece kazaların önleneceğini söylediler. Oysa bunların hiçbiri gerçekleri yansıtmamaktadır. Denetim ekipleri yukarda belirttiğim donanımlara  sahip değilse, etkin denetim yapılamaz. Bu nedenle, kazalarda azalma olmadığı gibi, artışlar vardır.

Takograf lobisi geçmişte hangi işlere imza atmıştır?

Analog takografların değiştirilmesi, arızalanmadığı sürece, yasal  olarak zorunlu olmamasına rağmen, zorunlu hale getirildi. Bu nedenle, sağlam durumdaki 500.000 analog takografı dijital takograf ile değiştirmek zorunda kaldık. Bu  miktarın % 90’nı ithal edildi. Halen AB ülkelerinde bile analog takograflar kullanılmaya devam etmektedir. Bizim şirketlere maliyeti ise, araç başına 1000 EUR kadar oldu. Bu maliyete; çalışır durumdaki bir cihazı söküp çöpe atmanın bedeli, yeni cihaz bedeli, işgücü ve yakıt bedelleri dahildir.  Toplamda da 450 milyon EUR gereksiz bedel ödedik. 2016 yılında iki  şirketimiz yerli takograf üretimi için çalışmaya başladığında şöyle haberler manşetlerde yer almıştı ‘’ Bir milyar EUR döviz tasarrufu sağlayacak’’. Ancak iki şirketin üretimi 100.000 rakamına bile ulaşamadığı gibi, bu  miktarın % 30 kadarı arıza nedeni ile geri döndü. Kabaca, döviz tasarrufuna katkısı  15 Milyon EUR civarında kaldı. Üretim için devletten aldıkları destek bile belki bu rakamdan fazla olabilir. Analog takografların dijital takograflar ile değiştirilmesi, hukuka ve  mevzuata uygun olmadığı gibi, ülke ekonomisine de zararlı olmuştur.

Takograf ve sürücü kartı verilerinin her ay Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na yüklenmesi;

Takograf mevzuatının dayandığı AETR Sözleşmesine göre ve AETR Sözleşmesine taraf olan hiçbir ülkede, indirilen  takograf  verilerinin her ay merkezi bir  kuruma gönderilmesi kuralı ve uygulaması yoktur. Verileri indirme ve saklama yetki ve sorumluluğu yetki belgesi sahibi olan firmalara ve araç sahiplerine verilmiştir. Firmalar, mevzuatta belirtilen makamlar talep ettiğinde, bu verileri paylaşmak zorundadır. Ayrıca, Kişisel verileri koruma mevzuatı hükümleri de dikkate alınmak zorundadır, çünkü takograf verilerinde kişisel bilgiler bulunmaktadır. Bu hususlar dikkate alınmadan, ticari kaygılarla, TOBB, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığıa adına,   verilerin yüklenmesi için milyonlarca TL harcama yaparak bir veri bankası kurdu. Daha sonra yasal sakıncaların farkına varılınca geri adım atıldı. Verilerin yüklenmesi konusunda ne yapılacağına hala karar verilemediğinden, bu yatırım atıl durumda bulunmaktadır. Firmalara ek yük ve risk getiren bu işlem ve belirsizlik araç sahibi firmaları olumsuz olarak  etkilemiştir. Belirsizlik devam etmektedir. Bu uygulamanın iptal edilmesi, doğru olanıdır.

Takograf lobisinin yeni hedefi!

AB ülkelerinde, yeni tescil edilen araçlarda,  15 Haziran 2019 tarihinden  itibaren  2. nesil 1.sürüm,   Ağustos 2023 tarihinden itibaren 2.nesil 2.sürüm dijital takograf kullanılmaya başlanmıştır. AB’de 1 Ocak 2026 tarihine kadar da uluslararası nakliyatta çalışan 2,5 Ton üstü araçlarda 2.nesil 2.sürüm dijital takograf  bulundurulması zorunlu olacaktır. Bu takografların, bizim kullanmakta olduğumuz  1 nesil dijital takograflara göre yeni özellikleri şöyledir;

· Daha hızlı veri indirme süresi: 1.nesil dijital takograflarda veri indirme süresi , veri miktarına bağlı olarak 10 dk- 40 dk sürebilir. Yeni nesil takograflarda bu süre dahada kısalacaktır.

· Entegre GPS alıcısı; Her üç saatlik sürüş sonunda km bilgisini kaydeder. Hudut geçişleri , yükleme/ indirme noktaları otomatik olarak kaydedilir. Ayrıca, art arda iki kez alınabilen yeni kısaltılmış dinlenme süresini kaydedebilir.

· Kabotaj ve sürücü kayıtları: Bir GNSS modülü (Küresel Navigasyon Uydu Sistemi), aracın konumunu ve sınır geçişlerini otomatik olarak algılar ve verileri toplu belleğe kaydeder, böylece sürücünün sınır geçişlerinden sonra yeni ülke kodunu girmek için, aracı durdurması  ve elle  kaydetmesi gerekmez.

· Bağlantı: Entegre ITS (Kısa mesafe telsiz sistemi) arayüzüne ek olarak,  akıllı takografta yeni bir Bluetooth arayüzü bulunmaktadır. Kısa mesafe telsiz sitemi (DSRCS), takografta bir uygunsuzluk varsa ve yol kenarı denetim istasyonunda bir alıcı algılarsa,  uygunsuzlukları bildirmektedir. Ancak, buna sürücünün onay vermesi gerekmektedir.

· Araç üstü kantar entegrasyonu ; Araca fazla yükleme yapıldığında, takograf kaydedecektir.

· Mevcut sürücü kartları ve şirket kartları ile kullanılabilecek. Ama kontrol kartı ile servis kartlarının değişmesi gerekecektir. Sürücü kartı ve şirket kartı süresi dolduğunda, yeni tip kartlar ile değiştirilecektir. Yeni nesil sürücü kartı,  56 günlük sürücü faaliyetlerini saklayacaktır.

Türkiye’nin de  taraf olduğu AETR sözleşmesine taraf ülkelerde, 2.nesil dijital takografların kullanılması, sadece uluslararası nakliyatta çalışan araçlarda en erken 2026 yılında, en geç ise 2028 yılında zorunlu olabilecektir. Şu an için müzakereler devam etmektedir. Müzakere sonuçlarına bağlı olarak, erteleme de olabilir. 2026 yılında başlarsa; yeni tescil edilen araçlarda, 2.nesil 1.sürüm dijital takograf takılacak, ama 2028 yılında tüm uluslararası nakliyatta çalışan araçların takografları  2.nesil 2.sürüm takograflar ile değiştirilecektir.  2028 yılında başlama seçeneği seçilirse, uluslararası nakliyatta çalışan tüm araçlar doğrudan 2.nesil 2.sürüm takografları takacaklardır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı,  BMAEK (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu) ‘na   1 Ocak 2028 de doğrudan 2.nesil 2.sürüm takograf kullanma seçeneğini kabul ettiğimizi bildirmiştir.

Son zamanlarda, bir Avrupalı takograf üreticisi verdiği eğitimlerde ve  medyada çıkan yazılarında, Türkiye’de 1 Ocak 2025 te yeni tescil edilen araçlarda 2.nesil 2.sürüm dijital takografın zorunlu olacağını, 1 Ocak 2028 de de tüm araçlarda bu takografın takılması gerektiği bilgisini vermektedir. Türkiye’de heryıl 40.000 kadar araç  ağır ticari araç satılmaktadır. Bunlardan en az 10.000 adedi  yeni nesil takograf takmak zorunda kalabilir. Üç yılda 30.000 takograf eder. Yeni  nesil takografların  1000-1500 EUR  arasında  fiyatlandırıldığı göz önüne alınırsa, 30 Milyon EUR   döviz transferi gerçekleşecektir. 2 nci nesil takografların yerli üretimi yoktur.

Döviz çıkışından daha önemli olan konu ise, bu takografların taşıma şirketlerimizin operasyonlarını ciddi şekilde olumsuz etkileyecek olmasıdır. 2 nci nesil takograflar, kalibrasyondaki  uygunsuzlukları, manipülasyonları ve sürücü hatalarını telsizle yol kenarı denetim istasyonuna geçerken bildirmektedir. Türkiye’de yapılan takograf muayenelerinin nerde ise tamamı sorunludur, sürücülerin kart takma-çıkartmasında bile sorunlar vardır, sürüş-dinlenme sürelerine uyumda eksikler bulunmaktadır. Yeni nesi dijital takograf takan Türk araçları, AB hudutlarına girdikleri anda, takograf uygunsuzlukları bildirildiğinde,  araç derhal kontrole alınacak, takograf servislerine sevk edilecektir. Bu nedenle yığılmalar ve büyük gecikmeler olacaktır. Uygulamanın 2028 den önce başlaması kesinlikle  uygun değildir, firmalar bu tarihe kadar eksiklerini gidermelidir. İlgili Bakanlıklar bu konuda bilgilendirilerek, takograf lobisinin oyununa gelmeleri önlenmelidir. Yıllık 10 Milyar dolar  hizmet ihracatı gerçekleştiren  lojistik sektörü, katkısı eksi olan takograf sektörüne kurban edilmemelidir.

Ne olacağını, bekleyip göreceğiz.